Toplumun beklediği karar: Marketler pazar kapalı olacak mı?
Son günlerde Türkiye’de bazı esnaf ve perakendeci kuruluşlarının, zincir marketlerin pazar günleri kapalı olmasına dair bir anlaşmaya vardığına ilişkin haberler gündeme gelmişti.
Bu gelişmelerin ardından Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu (TAMPF) konuyla ilgili olarak kamuoyuna açıklama yapma gereği duydu.
Federasyonun açıklamasında, haftanın bir günü zorunlu kapanmanın hem tüketici davranışları hem de ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri detaylı bir şekilde ele alındı.
TAMPF, açıklamasında özellikle tüketici tercihleri üzerinde yaşanabilecek olumsuz etkilerin altını çizdi. Bir gün boyunca marketlerin kapalı olması, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını değiştireceği gibi, ihtiyaçlarını karşılamak için farklı çözümler aramasına yol açabilir.
Bu durum, özellikle zaman baskısı altında olan çalışan bireyler ve aileler için büyük bir zorluk anlamına gelir.
Tüketici taleplerinin belirli günlerde yoğunlaşması, marketler ve tedarik zinciri üzerinde ciddi bir yük oluşturacak ve planlı alışverişin aksamasına sebep olacaktır.
Federasyon, bu durumun fiyat istikrarını da olumsuz etkileyebileceğini belirterek, arz ve talep dengesinin bozulmasının fiyat dalgalanmalarına yol açabileceğini vurguladı.
Açıklamada öne çıkan bir diğer nokta ise zorunlu kapanmanın kayıtlı ekonomi üzerinde yaratabileceği risklerdir.
Resmî ekonomi kayıtlarının tutulduğu ve vergi gelirlerinin sağlandığı zincir marketlerde, ani kapanmalar kayıtlı ekonominin sürdürülebilirliğini zedeleyebilir.
Özellikle lojistik ve tedarik süreçlerinin kesintiye uğraması, işletmelerin mali tablolarını olumsuz yönde etkileyerek, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin artmasına sebep olabilir.
TAMPF bu nedenle, sektörün bütününü temsil eden bir görüş birliği olmadan alınacak her kararın, hem işletmeler hem de ekonomi açısından ciddi riskler içerdiğini ifade etti.
Federasyon açıklamasında, pazar günü kapatmanın tedarik zincirinde yaratacağı kırılmalara da dikkat çekildi.
Marketler, sadece ürün satışı yapılan yerler değil, aynı zamanda üretimden lojistiğe kadar uzanan geniş bir değer zincirinin merkezinde yer almaktadır.
Zincir marketlerin kapanması, bu zincirdeki akışın aksamasına neden olabilir. Özellikle gıda ürünlerinde sürekliliğin sağlanamaması, ürünlerin bozulma riskini artıracak, zayiat oranlarını yükseltecek ve sonuç olarak verimlilik kayıplarına yol açacaktır.
Bu durum sadece marketler için değil, üreticiler, tedarikçiler ve lojistik firmaları için de ciddi bir sorun teşkil etmektedir.
Ürünlerin markete ulaşımındaki aksaklıklar, stok yönetiminde problemlere yol açacak ve sektörün tamamında ekonomik verimliliği olumsuz etkileyecektir.
TAMPF açıklamasında ayrıca, zorunlu kapanmanın istihdam üzerindeki olumsuz etkilerine de değinildi. Marketlerde çalışan personel sayısı, ürün dağıtımında görev alan lojistik elemanları ve tedarik zinciri boyunca yer alan çalışanlar göz önünde bulundurulduğunda, bir gün boyunca faaliyetlerin durması, istihdam kaybına yol açabilir.
Bu durum, sadece kısa vadeli iş kayıpları değil, uzun vadede sektördeki iş gücü planlamasının da sekteye uğramasına sebep olacaktır.
Federasyon, ekonomik daralma riskine dikkat çekerek, zorunlu kapanma uygulamasının makroekonomik etkilerini de göz ardı etmemek gerektiğini belirtti.
Bu tür bir uygulamanın, sektörün büyüme potansiyelini sınırlayabileceği ve ekonomik aktiviteyi yavaşlatabileceği açıkça ifade edildi.
Açıklamada TAMPF, pazar günü marketlerin kapatılması konusunun sektörün tamamını temsil eden ortak bir görüş olmadığını net bir şekilde ifade etti.
Federasyon, bu tür kararların alınmadan önce tüm paydaşların görüşlerinin alınması gerektiğini vurguladı.
Zincir marketlerin kapatılması, küçük esnaf açısından bazı avantajlar sağlasa da, büyük perakende zincirleri ve tedarik zincirinde yaratacağı aksaklıklar göz önünde bulundurulduğunda, tek taraflı alınan kararların geniş bir ekonomik yelpazede olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtildi.
Bu çerçevede, sektör temsilcileri ve federasyon, kamuoyuna yanlış bir izlenim verilmemesi için görüş birliği olmadığını ve alınacak herhangi bir kararın zorunlu olmadığını vurguladı.
Federasyon açıklamasında ayrıca, sektörün dinamikleri ve tüketici talepleri göz önünde bulundurulduğunda, esnek çözümler üzerinde durulması gerektiği ifade edildi.
Haftanın belirli günlerinde kısıtlamalar getirmek yerine, esnek ve tüketici odaklı uygulamaların daha uygun olacağı belirtiliyor.
Örneğin, marketlerin operasyon saatlerinin optimize edilmesi veya bazı ürün gruplarına yönelik özel düzenlemeler ile hem tüketici memnuniyetinin korunabileceği hem de tedarik zincirindeki akışın sürdürülebileceği vurgulandı.
TAMPF’ın açıklaması, zincir marketlerin pazar günü kapatılması yönündeki haberlerin doğru anlaşılması açısından büyük önem taşıyor.
Federasyon, herhangi bir zorunlu kapanma kararının sektörün tamamını kapsayan ortak bir görüş olmadığını ve olası uygulamaların ekonomik, lojistik ve sosyal açıdan ciddi etkiler doğurabileceğini kamuoyuna aktarmış oldu.
Açıklama, hem tüketiciler hem de sektör temsilcileri açısından önemli bir bilgilendirme niteliği taşıyor. Zorunlu kapanma önerilerinin, tüm paydaşların görüşleri alınmadan hayata geçirilmesinin yaratabileceği riskler, bu açıklama ile net bir şekilde ortaya konmuş oldu.
TAMPF’ın açıklaması, zincir marketler, esnaf ve perakendeciler arasında olası anlaşmazlıkların önüne geçilmesine ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine hizmet ediyor.
Federasyon, sektörün sürdürülebilirliği, tedarik zincirinin kesintisiz işleyişi ve ekonomik istikrar açısından alınacak her kararın titizlikle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamış oldu.
Bu bağlamda, pazar günü kapatmaya yönelik tartışmaların sadece spekülasyon düzeyinde kaldığı ve henüz sektörün ortak bir karara varmadığı açık bir şekilde ifade edildi.
Türkiye’de esnaf, sanatkârlar ve perakende sektörü temsilcileri, market zincirlerinin pazar günleri kapalı olmasına yönelik bir düzenlemede mutabakata vardıklarını duyurdu.
Bu gelişme, Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından organize edilen ve sektörde önemli bir gündem maddesi olan çalıştay kapsamında kamuoyuyla paylaşıldı.
Çalıştay, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) işbirliği ile “Aileyle Pazar: Birlikte Tatil, Güçlü Toplum” başlığı altında gerçekleştirildi.
Etkinlik, kamu kurumları, akademi dünyası, medya ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin geniş katılımıyla dikkat çekti.
Tarihi Bir Dönemeç: Sektör Temsilcilerinden Ortak Mutabakat
TPF Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Düzgün, çalıştaydaki konuşmasında perakende sektörünün önemli bir dönüm noktasında olduğunu vurguladı.
Düzgün, özellikle zincir marketlerin pazar günü kapalı olmasına yönelik uzlaşıya işaret ederek, Avrupa ülkelerinin çoğunda benzer uygulamaların başarıyla hayata geçirildiğini hatırlattı.
Bu uygulamanın yalnızca sektör içi değil, aynı zamanda toplum genelinde de olumlu etkiler yaratacağını ifade etti.
Düzgün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu mesele, yalnızca ticari bir düzenleme değil, aynı zamanda aileyi koruma, çalışanı elde tutma, mesleki cazibeyi artırma ve sürdürülebilir, nitelikli istihdamı tesis etme meselesidir.
Mevcut düzenlemenin önünde herhangi bir hukuki veya teknik engel bulunmamaktadır. Artık son sözü Ticaret Bakanlığımızın söylemesini ve nihai adımın atılmasını bekliyoruz. Bu karar, sadece sektörün değil, toplumun ortak talebidir."
Aile ve Çalışan Odaklı Yaklaşım
Çalıştayda konuşan bir diğer önemli isim olan Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran ise zincir marketlerdeki çalışma düzeninin ve pazar mesailerinin çalışanların sosyal hayatını olumsuz etkilediğine dikkat çekti.
Baran, çalışanların aileleriyle aynı gün tatil yapamamasının hem bireysel mutluluğu hem de aile bağlarını zayıflattığını belirtti.
Baran, sözlerine şunları ekledi: "Perakende sektörü, geniş bir ekosistemde faaliyet göstermektedir ve stratejik bir öneme sahiptir.
Çalışanların aileleriyle vakit geçirebildiği, sosyal hayatlarını sürdürebildikleri bir çalışma düzeni, uzun vadede hem verimliliği artıracak hem de aileyi, toplumu ve ekonomiyi daha sağlam temeller üzerine oturtacaktır.
Ancak bu konunun çok boyutlu olduğunu unutmamak gerekir; sektördeki rekabet gücü, ekonomik dengeler, tüketici beklentileri ve işletmelerin sürdürülebilirliği birlikte değerlendirilmelidir."
Küçük Esnaf ve Toplumsal Fayda
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ise düzenlemenin küçük esnaf açısından önemine vurgu yaptı. Palandöken, pazar günleri kapalı olacak zincir marketlerin, küçük ve orta ölçekli işletmelere rekabet avantajı sağlayacağını ve yerel ekonomiyi güçlendireceğini dile getirdi.
Ayrıca, düzenlemenin çalışanların iş gücüne katılımını artıracağını, toplumsal huzuru destekleyeceğini ve ekonomik istikrarı sağlamlaştıracağını belirtti.
Çalıştayda Gerçekleştirilen Oturumlar
Çalıştay kapsamında birçok panel ve oturum da düzenlendi. Programda, “Aile Kurumu ve Hukuki Perspektif”, “Çalışan Psikolojisi ve İstihdam Sürekliliği”, “Ekonomik Sürdürülebilirlik ve Sosyal Denge” ve “Pazar Tatilinin Ekonomik Rasyoneli” başlıklı konular ele alındı. Bu oturumlarda hem hukuki boyut hem de sosyal ve ekonomik etkiler detaylı şekilde tartışıldı.
Hukuki Perspektif: Aile kurumunun güçlendirilmesi ve çalışan haklarının korunması açısından pazar günü tatilinin önemi vurgulandı.
Özellikle iş hukuku çerçevesinde, çalışanların dinlenme haklarının korunması ve işveren-çalışan dengesinin sağlanması üzerinde duruldu.
Psikolojik ve İstihdam Boyutu: Çalışanların psikolojik sağlığı ve iş tatmini, uzun vadeli verimlilik açısından ele alındı. Aileyle birlikte geçirilen kaliteli zamanın, çalışan bağlılığı ve iş motivasyonunu artırdığına dikkat çekildi.
Ekonomik ve Sosyal Denge: Ekonomik sürdürülebilirlik ve sosyal denge arasındaki ilişki tartışıldı. Pazar günü tatilinin küçük esnaf için rekabet avantajı sağlayacağı, zincir marketlerin yoğunluğu ve çalışanların hakları açısından toplumsal dengeyi destekleyeceği belirtildi.
Ekonomik Rasyonel: Pazar günü tatilinin ekonomik mantığı, uzun vadeli faydaları ve tüketici davranışlarına etkileri detaylandırıldı.
Çalıştayda yapılan değerlendirmelerde, tatilin sadece çalışan ve aile odaklı değil, aynı zamanda ekonomik olarak sürdürülebilir olduğu sonucuna varıldı.
Bakanlık ve Kamu Temsilcilerinin Katılımı
Çalıştaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu da katılarak, sektör temsilcileriyle görüş alışverişinde bulundu.
Tarıkdaroğlu, pazar günü tatilinin toplumsal faydalarını ve aile bütünlüğünü koruma açısından taşıdığı önemi vurguladı.
Bakanlık yetkililerinin katılımı, düzenlemenin kamusal boyutunun da dikkate alındığını ve yalnızca sektör odaklı bir uygulama olmadığını gösterdi.
Avrupa Örnekleri ve Türkiye’de Uygulanabilirliği
TPF Başkanı Ömer Düzgün, konuşmasında Avrupa ülkelerinde uygulanan benzer düzenlemelere değinerek, Türkiye’de de başarıyla hayata geçirilebileceğini belirtti.
Avrupa’daki uygulamalarda, çalışanların aileleriyle birlikte tatil yapabilmeleri sağlanırken, küçük esnafın da rekabet avantajı korundu.
Bu modelin Türkiye’ye uyarlanmasının mümkün olduğu ve toplumsal faydalarının büyük olacağı ifade edildi.
Uzlaşıya Varılan Noktalar
Çalıştayın sonunda sektör temsilcileri ve ilgili kurumlar arasında şu noktalarda ortak mutabakat sağlandı: Pazar günü market zincirlerinin kapalı olması, çalışan haklarını koruma ve aile bütünlüğünü destekleme açısından önemlidir.
Küçük esnafın rekabet gücünün artırılması ve yerel ekonominin desteklenmesi gerekmektedir. Düzenlemenin ekonomik, hukuki ve sosyal boyutlarının birlikte ele alınması zorunludur. Kamu ve özel sektör işbirliğiyle uygulamanın etkin şekilde yürütülmesi hedeflenmektedir.
Sektör temsilcilerinin yaptığı açıklamalara göre, pazar günü marketlerin kapalı olmasına yönelik düzenleme hem çalışanlar hem de toplum açısından uzun vadeli faydalar sağlayacak.
Mutabakat sağlanması, sürecin hızlanmasına ve nihai kararın Ticaret Bakanlığı tarafından alınmasına olanak tanıyacak.
Türkiye’de perakende sektöründe tarihî bir değişim süreci yaşanıyor. Pazar günü tatili uygulaması, yalnızca ekonomik bir düzenleme değil, aynı zamanda sosyal faydayı artıran, aileyi koruyan ve çalışanların iş motivasyonunu yükselten bir adım olarak öne çıkıyor.
Bu adımın hayata geçirilmesiyle birlikte, hem esnafın rekabet gücü güçlenecek hem de toplumsal denge ve huzur uzun vadede desteklenecek.