Kamu protokolünde son dakika uzlaşısı: 600 bin işçiye zam paketi
Kamu işçilerinin merakla beklediği toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde sona gelindi. HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ konfederasyonları, kamu işvereniyle yürütülen zam pazarlığında uzlaşıya vardı.
Görüşmelerin sonuca ulaşmasının ardından taraflar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda bir araya gelerek Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nü imzaladı.
Protokole göre, kamu işçilerine 2025 yılının ilk altı ayında yüzde 24, ikinci altı ayında ise yüzde 11 oranında zam yapılacak.
Toplu iş sözleşmesi süreci, kamu işçilerinin 2025 ve sonraki dönemde alacakları maaş zamlarının belirlenmesi amacıyla başlatılmıştı.
Bu süreç, kamuya bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışan yüz binlerce işçiyi doğrudan ilgilendiriyordu. İşçi sendikaları HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ, işveren heyetiyle uzun süren görüşmeler yürüttü.
Toplu sözleşme görüşmeleri, kamu işçilerinin ekonomik koşullar karşısında alım güçlerinin korunması ve sosyal haklarının geliştirilmesini hedefliyordu.
Özellikle enflasyon karşısında işçi ücretlerinin reel olarak erimesinin önlenmesi, sendikaların temel talebi olarak öne çıktı.
Zam Oranları Netleşti
Anlaşmaya varılan Kamu Çerçeve Protokolü’ne göre, kamu işçilerine 2025 yılının ilk 6 ayı için yüzde 24 oranında ücret artışı yapılacak.
Yılın ikinci 6 ayı için ise yüzde 11 oranında bir zam öngörüldü. Bu oranların üzerine, enflasyon farkı oluşması durumunda ilave artış yapılması da protokol kapsamında güvence altına alındı.
Böylece, kamu işçileri hem toplu sözleşme zammından hem de enflasyon farkından yararlanabilecek. Bu düzenleme, ücretlerdeki erimenin önüne geçilmesi açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Sosyal Haklarda da İyileştirme
Sadece maaş artışları değil, sosyal haklar konusunda da önemli düzenlemeler protokole dahil edildi. İşçilerin fazla mesai ücretlerinden, yol ve yemek yardımlarına kadar birçok alanda iyileştirmeler yapılması konusunda taraflar uzlaştı.
Ayrıca, bayram ikramiyeleri, yakacak yardımları ve giyim destekleri gibi sosyal yardımların da güncellenmiş oranlarla devam edeceği bildirildi. Bu kalemlerdeki artışlar, özellikle düşük gelirli işçilerin gelir dengesini koruması açısından önem taşıyor.
Sendikalardan Memnuniyet Mesajı
Anlaşmanın sağlanmasının ardından açıklamalarda bulunan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, sürecin zorlu geçtiğini, ancak işçilerin lehine bir sonuç elde ettiklerini vurguladı.
Atalay, "İşçimizin alın terinin karşılığını alması için yoğun bir çaba gösterdik. Enflasyon karşısında emeğin ezilmemesi için elimizden geleni yaptık. Geldiğimiz nokta, işçilerimizin yüzünü güldürecek bir tablodur." ifadelerini kullandı.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ise yaptığı açıklamada, protokolün bir kazanım olduğunu belirtti. Arslan, "Bu protokol, sosyal barışın ve çalışma hayatındaki huzurun devamı için atılmış önemli bir adımdır. İşçilerimizin emeğini ve geleceğini güvence altına aldık." şeklinde konuştu.
İşveren ve Hükümet Kanadı da Süreci Değerlendirdi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da protokol imza töreninde yaptığı konuşmada, kamuda çalışan işçilerin refah seviyesinin artırılmasının hükümetin öncelikli hedeflerinden biri olduğunu söyledi.
Bakan, “Bu protokol, çalışma hayatının tüm paydaşlarının uzlaşma içinde ortak çözüm üretebildiğini gösteriyor. İşçilerimizin alın terinin karşılığını alması bizim için bir sorumluluktur.” dedi.
Kamuoyunun ve İşçilerin Tepkisi
Anlaşmanın duyurulmasının ardından kamuoyunda farklı tepkiler ortaya çıktı. Birçok kamu çalışanı, özellikle ilk 6 ay için verilen yüzde 24’lük artışın tatmin edici olduğunu ifade ederken, bazı çalışanlar ise ikinci 6 ay için belirlenen yüzde 11’lik oranın mevcut ve öngörülen enflasyon karşısında yetersiz olabileceği görüşünde.
Buna rağmen, genel anlamda işçiler arasında bir memnuniyet havası hâkim. Uzun süredir belirsizlik içinde olan zam oranlarının netleşmesi, çalışanlar için en azından planlama yapabilme fırsatı sunuyor.
Ekonomik Dengeler Gözetildi
Uzmanlar, anlaşmanın hem işçilerin taleplerini karşılayan hem de kamu bütçesini zorlamayacak bir denge gözetilerek oluşturulduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin mevcut ekonomik koşulları, yüksek enflasyon, kur dalgalanmaları ve bütçe dengeleri göz önünde bulundurulduğunda, yapılan düzenlemenin sürdürülebilir olduğu ifade ediliyor.
Geleceğe Yönelik Adımlar
Bu protokol, yalnızca mevcut dönem için değil, gelecek yıllarda yapılacak toplu sözleşmelere de referans niteliği taşıyor.
Özellikle sendikaların kazanımları ve işçilerin taleplerinin dikkate alınma biçimi, ilerideki süreçler açısından önemli bir örnek oluşturuyor.
İşveren tarafının da bu süreçte uzlaşıyı önceleyen bir tutum sergilemesi, sosyal diyalog mekanizmalarının işlerliğini göstermesi açısından olumlu bir gösterge olarak değerlendiriliyor.
HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ’in kamu işvereniyle vardığı bu anlaşma, uzun süredir devam eden belirsizlikleri ortadan kaldırmış oldu.
Yapılan ücret artışları ve sosyal haklardaki iyileştirmeler, kamu işçilerinin çalışma koşullarında önemli bir rahatlama sağlayacak.
Tarafların ortak iradesiyle şekillenen bu protokol, hem ekonomik istikrarın korunması hem de sosyal adaletin sağlanması adına kritik bir adım niteliğinde.
Kamu çalışanlarını ilgilendiren toplu iş sözleşmelerinde yaşanan yoğun pazarlık süreci nihayet bir anlaşmayla sonuçlandı.
Taraflar arasında zaman zaman gerilime neden olan ve grev ile grev erteleme tartışmalarının gündeme geldiği müzakerelerde, verilen zam teklifinin geri çekilmesiyle tansiyon yükselmişti.
Ancak nihai aşamada ortak bir zeminde buluşuldu ve Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü üzerinde uzlaşı sağlandı. İmza Töreni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda Gerçekleştirildi
Anlaşmaya varılmasının ardından, protokol için resmi imza töreni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde düzenlendi.
Törende, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TÜRK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcıları Ramazan Ağar, Eyüp Alemdar ve İrfan Kabaloğlu ile HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcıları Devlet Sert ve Halil Çukutli hazır bulundu. Ayrıca, kamu kurumlarında örgütlü çeşitli sendikaların başkanları da toplantıya katıldı.
Basına kapalı olarak gerçekleştirilen görüşmelerin ardından taraflar, kara yolları, demir yolları, enerji üretim tesisleri, çeşitli bakanlıklar, üniversiteler ve sağlık kuruluşları gibi birçok kamu kurumunda görev yapan yaklaşık 600 bin işçiyi kapsayan yeni dönem toplu iş sözleşmesini imza altına aldı. Bu sözleşme ile 2025-2026 yıllarına ilişkin kamu işçilerinin mali ve sosyal hakları belirlendi.
İmzalar İşçi Temsilcileri Tarafından Atıldı
Kamu işçileri adına protokolü TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ve HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Devlet Sert imzaladı.
Taraflar arasında uzlaşmaya varılan bu protokol, hem ücret artışları hem de sosyal haklar bakımından detaylı bir çerçeve içeriyor.
2025 Yılı İçin Belirlenen Ücret Artışları
Protokol kapsamında kamu işçilerine 2025 yılının ilk yarısında yüzde 24 oranında zam yapılacak. Bu dönemde ayrıca günlük ücreti 1400 TL'nin altında olan tüm çalışanların taban ücretleri 1400 TL seviyesine yükseltilecek.
Bununla birlikte, her kamu işçisine günlük 40 TL tutarında seyyanen (eşit) bir zam uygulanacak. Bu artışların üzerine de yüzde 24’lük genel zam yansıtılacak.
Ocak ayından farklı zamanlarda başlayan sözleşmelere sahip kamu kurumları için ise, şubat, mart ve sonraki aylarda yürürlüğe giren sözleşmelere uygun biçimde ilave ücret düzenlemeleri yapılacak.
Böylece yıl içinde sözleşmeye dahil olan çalışanların geriye dönük olarak hak kaybına uğraması engellenmiş olacak.
İkinci Yarıda Yeni Zam Formülü: Seyyanen Artı Yüzde 11
2025 yılının ikinci altı ayında ise kamu işçilerine günlük 50 TL tutarında seyyanen zam yapılacak ve bu artışın üzerine yüzde 11 oranında genel bir ücret zammı uygulanacak.
Eğer bu dönemde açıklanan enflasyon oranı yüzde 11’in üzerine çıkarsa, aradaki fark bir sonraki dönemde maaşlara ilave edilecek.
2026 Yılı Ücret Artışları da Belirlendi
Protokol yalnızca 2025’i değil, bir sonraki yılı da kapsıyor. 2026 yılı için belirlenen zam oranları şu şekilde: yılın ilk yarısında yüzde 10, ikinci yarısında ise yüzde 6 oranında ücret artışı yapılacak.
Bu oranların üzerinde gerçekleşecek enflasyon farkları, takip eden dönemde çalışanların ücretlerine yansıtılacak şekilde düzenlenecek.
Ağır İşlerde Çalışanlara Prim Desteği
Protokolde sadece genel ücret artışları değil, meslek gruplarına özgü prim destekleri de yer aldı. Özellikle tehlikeli ve ağır iş kollarında görev yapan kamu işçilerine, yüzde 7 oranında ilave prim ödemesi yapılacak.
Diğer işçiler için bu prim oranı yüzde 3 olarak belirlendi. Bu uygulama ile fiziksel zorluk ve risk taşıyan işlerde çalışan personelin çalışma koşullarına yönelik iyileştirme hedefleniyor.
Net Ücretlere Yansıyan Artış Oranı Yüzde 40-50 Arasında
Yapılan hesaplamalara göre, söz konusu artışların işçilerin net maaşlarına etkisi çalışılan kuruma, işin niteliğine ve kişinin mevcut vergi dilimine göre farklılık gösteriyor.
Ancak genel ortalamada, kamu işçilerinin 2025 yılı için net maaşlarında yüzde 40 ila 50 arasında bir artış yaşanacağı öngörülüyor.
Özellikle düşük ücret grubunda yer alan çalışanlar için bu artış oranlarının daha yüksek seviyelere ulaştığı belirtiliyor.
Enflasyon Karşısında Koruma Vurgusu
İşçi konfederasyonları, yapılan bu protokolde TÜFE bazlı enflasyon oranlarının, işçilerin gerçek yaşam maliyetlerini tam olarak yansıtmasa da, sözleşmede yer verilen ilave artışlar ve seyyanen zamlar sayesinde enflasyon karşısında bir koruma sağlandığını ifade ediyor. Bu nedenle imzalanan protokole olumlu yaklaştıklarını dile getiriyorlar.
Gergin Başlayan Süreç, Mutabakatla Sonuçlandı
Başlangıçta verilen zam teklifinin geri çekilmesiyle görüşmelerde yaşanan sıkıntı, işçi sendikalarının greve gitme yönündeki taleplerine yol açmıştı.
Ancak sürdürülen müzakereler sonucunda taraflar arasında ortak bir paydada buluşuldu ve kamu çalışanlarını ilgilendiren önemli bir kazanım sağlanmış oldu.
600 bine yakın kamu işçisini ilgilendiren bu çerçeve protokol, hem mali hakları güvence altına alıyor hem de sosyal haklar bakımından birçok yenilik içeriyor.
Bu anlaşma, sendikalar ile hükümet arasında yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinin sosyal diyalogla çözülebileceğini göstermesi açısından da önemli bir örnek teşkil ediyor.